SONUÇ BİLDİRGESİ
Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Sempozyumu “Yeşil Diyaliz ve Suyun Korunması” (05.05.2023)
HEMODİYALİZ DÜNYANIN SUYUNU TÜKETİYOR!
Kronik böbrek yetmezliğinin en yaygın tedavi şekli olan hemodiyaliz (HD) tedavisi; böbreklerin fonksiyonlarını yerine getirememesine bağlı olarak kandaki fosfor, üre, kreatinin ve fosfor gibi maddelerin diyaliz makinasına alınarak temizlendiği ve ardından kanın tekrar hastaya verildiği işlemi ifade etmektedir. Çeşitli yöntemler ile (suni damar, kateter, fistül) hastadan alınan kan, diyaliz makinasının içinde bulunan diyalizör adı verilen filtrelerden geçirilir. Kandan temizlenmesi gereken toksik maddeler, filtrelerin dış kısmında bulunan diyaliz sıvısı denen diyalizata karışır. Filtreleme işleminin ardından kan, solüt ve sıvı içeriği bakımından dengelenip damar yolu ile hastaya verilir. Hastanın sağlık durumuna göre haftada iki veya üç kez olarak yapılan hemodiyaliz işleminin seans süresi dört saattir. Hemodiyaliz işlemi önemli miktarda saf su kullanımı gerektirmektedir. Sisteme giren ham su; şebeke veya artezyen suyunu ifade etmekte, saf su ise; standart hemodiyaliz sırasında konsantre hemodiyaliz çözeltilerinin seyreltilmesinde kullanılan arıtılmış suyu tanımlamaktadır. Bu bağlamda sisteme giren şebeke suyunun standartlar Resmî Gazete (2005) İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” Ek-1’in a, b ve c maddelerinde belirtilen Mikrobiyolojik/Kimyasal Parametreler ile Gösterge Parametreleri bakımından değerlendirilmektedir. (1) Ters ozmos (TO) teknolojisi, bilinen en hassas membran filtrasyon teknolojisidir, çözünmüş inorganik ve organik maddelerin sudan uzaklaştırılması ya da geri kazanılması amacıyla yüksek basınç uygulayan bir sistemdir. Ters Osmoz su arıtma teknolojisinde membran filtreler kullanılır. Yapılan bu işlem sırasında su molekülleri ve bazı inorganik moleküller membran filtre üzerinde bulunan gözeneklerden geçebilirken, suyun içindeki zararlı ve kirletici maddelerin çoğu bu gözeneklerden geçemez ve su konsantre su olarak dışarı atılır. Yapılan bu işlem diğer filtreleme yöntemlerine göre istenen kapasitede çok daha iyi su kalitesi elde etmeye olanak sağlar. Ancak mevcutta yaygın kullanılan haliyle ürün su elde edilirken iki katı kadar su da reddedilen su olarak kanalizasyona atılmaktadır. Ters Osmoz su arıtma sisteminden geçen arıtılmış su için Avrupa Birliği Farmakopisinde belirtilen kimyasal ve bakteriyolojik limitlerle uyumlu “arıtılmış su” için standartların belirlenmesini sağlamak adına 08/05/2005 tarih ve 25809 sayılı “Su Arıtma Sistemi Yönergesi” parametreleri geçerlidir. (2).
İngiltere (2009) sürdürülebilir sağlık programı kapsamında “Yeşil Nefroloji Ağı (YNA)” kurulmuştur. Söz konusu program diyaliz ünitelerinde sürdürülebilir çevreci uygulama ve kültür değişikliğinden sorumludur. (3) Son dönemlerde Dünya gündeminde büyük ilgi çeken “Yeşil Nefroloji” konusu kapsamında da değinildiği üzere diyaliz tedavisinin çevre üzerindeki etkisini azaltmak için eylem planları tasarlanmalıdır. Yeşil Nefroloji literatüründe bulunan çalışmalar hem kanalizasyona gidecek suyun geri dönüşüm metotları hem de tekrar kullanım alanları çerçevesinde incelenmiştir.
Yeşil Nefroloji ile ilgili Fransa Lyon’da Aural adlı diyaliz merkezinde reddedilen suyun geri dönüşümü üzerine “Toward green diaysis: focus on water saving” adıyla çalışma yapılmıştır. (4) Çalışmada mikrobiyal ve kimyasal açıdan kaliteli, içme kullanma parametrelerine uygun olan su tekrar TO su arıtma sisteminden filtre edilerek bina temizliği için kullanılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın kısa vadede kârlı olmadığı tespit edilmiştir. Saf suyun iletkenliğini takip etme hipotezi üzerine kurulu olan araştırmanın bir başka sınırlılığı ise güvenli iletkenlik aralığının tanımlanmamış olmasıdır.
Fransa Neprocare diyaliz merkezlerinde temel performans göstergeleri baz alınarak eko raporlama yöntemiyle yapılan “Hemodialysis therapy and sustainable growth: a sustainable experience in France” adlı araştırmada seans başına ne kadar atık oluştuğuna ve ne kadar su harcandığına yönelik veriler analiz edilmiştir. (5) Çalışma durum tespiti yapılması bakımından önemlidir.
Jhon WM Agar’ın “Reusing and recycling dialysis reserve osmosis system reject water” adlı derlemesinde Yeşil Nefroloji ile ilgili günümüze kadar yapılmış olan çalışmalara yer verilmiştir. (6) Söz konusu eleştiriler değerlendirildiğinde daha ekonomik fikirlere ihtiyaç olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda Yeşil Nefroloji literatürüne kazandırılacak ana fikir sadece suyun geri dönüşümünü sağlamak değil aynı zamanda seans/hasta sayısı paralelliğinde ihtiyaca göre kontrollü üretim su üretimi sağlamak olacaktır.
Saf su kullanımı ile ilgili pazarın büyülüğünü nitel olarak sadece sağlık perspektifinden değerlendirecek olursak: Sağlık Bakanlığı ve Türk Nefroloji Derneği tarafından hazırlanan ve 2020 yılı sonunda yapılan analizlerin yer aldığı rapora göre halihazırda Türkiye’de 57.920 Kronik Hemodiyaliz hastası bulunmakta olup bu hastaların %88’ine haftada 3 seans ve daha fazla olmak üzere HD tedavisi uygulanmaktadır. Mevcut Hemodiyaliz hastaları üzerinden analiz edecek olursak; yıllık 903.5520 seans yapılmakta olup 1.084.262 m³ saf suya ihtiyaç olduğu bilinmektedir. 1.084.262 m³ saf su üretimi sonucunda kanalizasyona giden su miktarı ise yaklaşık 2.500.000 m³ olarak hesaplanmaktadır (7). Söz konusu kanalizasyona giden su, kanalizasyona yük olmakla birlikte atık su olarak fatura edildiğinden milli ekonomiye zarar vermektedir.
Üretim alanına hizmet eden sağlık alanı gibi birçok farklı kurum ve kuruluş ile organize sanayi bölgelerinde hizmet veren birçok farklı iş kolu da su saflaştırma cihazı kullanmakta olup ciddi miktarlarda suyu kanalizasyona “atık” olarak göndermektedir. Özetle Türkiye’ de hem özel işletmeler hem de kamuya bağlı kurumların hiçbirinde suyun saflaştırılması konusunda herhangi bir geri dönüşüm sistematiği bulunmadığından su koruyucu projelerin ticarileştirilme potansiyeli oldukça yüksektir.
Kaynaklar:
Çevreci Yeşil Diyaliz Derneği Olarak Yaptığımız Bilimsel Çalışmalar:
Manisa Celal Bayar Üniversitesinden aldığımız etik kurul onayı ile Merkezefendi Devlet Hastanesinde yapılan ters ozmos reddedilen suyun analizi çalışması Çevreci Yeşil Diyaliz Derneği yönetim kurulu üyelerinin dahil olduğu grubumuz tarafından yapılmıştır. Çalışmamızda RO su arıtma sisteminde çıkan ve kanalizasyona giden suyun mikrobiyolojik ve kimyasal yönden analizi yapılmıştır.
Merkezefendi Devlet Hastanesi HD ünitesinde su sisteminin farklı noktalarından tekniğine uygun şekilde su örnekleri alınarak Afyonkarahisar Halk Sağlığı Laboratuvarında mikrobiyolojik ve kimyasal testler yapılmıştır. Test sonucunda mikrobiyolojik kirletici tespit edilmedi. Renk, koku, bulanıklık açısından içme kullanma standartlarında idi. Elektrolitler (alüminyum, demir ve amonyum) açısından da Türkiye ve Avrupa içme kullanma standartlarına uygun olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak bu çalışma ile RO sisteminde reddedilen suyun her türlü amaç için kullanılabilir olduğu gösterilmiştir.
Manisa İl Sağlık Müdürlüğünden alınan verilere göre Manisa İl Genelinde Hemodiyaliz hizmeti veren 12’si Kamu ve 9’u Özel olmak üzere toplam 21 tane Diyaliz Merkezi bulunmaktadır. Bu merkezlerde ise toplam 1323 kronik Hemodiyaliz hastası tedavi görmektedir. Hemodiyalizde seans başına dakikada 0, 5 litre saf su ihtiyacı olduğu bilinmekte olup bu merkezler ise hastalara haftada 6 gün hizmet vermektedir. İl Müdürlüğümüz bünyesindeki Diyaliz Hizmetleri biriminden alınan veriler ile gerçekleştirilen fizibilite çalışmalarına göre; diyaliz için ihtiyaç duyulan saf su haftada 476.280 litredir. Cihazların flow metrelerine göre haftada 182520 litre saf su üretilip, 1422360 litre suyun ise kanalizasyona gönderildiği tespit edilmiştir.
Bu iki çalışma 2022 Nefroloji Diyaliz Transplantasyon Hemşireliği Kongresinde yoğun ilgi görmüş ve durum tespiti yaptığımız ikinci çalışmamız en iyi sözlü bildiri ödülü almıştır.
Düzenlemiş olduğumuz “Yeşil Diyaliz ve Suyun Korunması” temalı sempozyumun sonunda;
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
23/05/2023
Çevreci Yeşil Diyaliz Derneği Başkanı: Prof. Dr. Soner Duman
Sempozyum Sekreteri: Doç. Dr. Zelal Adıbelli
Sempozyum Başkanı: Prof. Dr. Ender Hür